Çocuklar yetişkinlerin verdiği tepkilerin aynısını vermezler ve duyguların dışa vurumu olarak da yetişkinlerde benzerlik gösterseler de her zaman aynı şekilde olmamaktadır. Oyunla tedavi oyunun doğası gereği iyileştirici özelliğe sahip olmakla beraber çocuğun zihinsel, fiziksel, duygusal, sosyal ve psikolojik gelişimine katkıda bulunur (Kahyaoğlu, 2011). Bu noktadan yola çıkarak oyun terapisinden faydalanamayacak bir çocuk ve problem çeşidi henüz araştırmalarca bilinmemektedir.
Çocuk merkezli (non-directive) oyun terapisinin çıkış noktası Carl Rogers’ın danışan merkezli terapi metodunu, çocuk gelişimi teorileri ve bağlanma teorisini temel alarak Virginia Axline’ın prensiplerini kullanır (Axline, 1969).
1)Terapist çocukla sıcak ve arkadaşça bir ilişki geliştirmelidir ki bu terapideki dostça ilişkinin en yakın zamanda kurulmasını sağlar.
2)Terapist çocuğu aynen olduğu gibi kabul eder.
3)Terapist, terapide “izin verici” bir ilişki kurar ki bunun sonucunda da çocuk duygularını ifade etmede kendini özgür hisseder.
4)Terapist çocuğun ifade ettiği duyguları tanımada tamamen farkında ve tetikte olmalı ve bu duyguları çocuğun davranışlarına içgörü kazandıracak şekilde yansıtabilmelidir.
5)Terapist, eğer yapmak için şans verilirse, çocuğun kendi problemlerini kendi çözebilme yeteneğine olan derin saygıyı devam ettirmelidir. Karar verme ve bu kararları değişiklik yapmayı başlatma seçeneği ve sorumluluğu çocuğa aittir.
6)Terapist, çocuğun hareketlerini ya da konuşmasını yönlendirmeye çalışmaz. Terapiyi çocuk yönlendirir ve terapist de bu yolu takip eder.
7)Terapist, terapiyi aceleye getirme girişiminde bulunmaz. Terapi doğal olarak ilerleyen bir süreçtir ve terapist tarafından tanımlanır.
8)Terapist, terapide sadece gerçek dünyayla bağlantıyı sağlamak için bazı gerekli sınırlar koyar ve çocuğu ilişkideki sorunluluğunun farkına varmasını sağlar (Axline, 1969).
Bunlar genel anlamda çocukların kendisini ifade etmesine olanak sağlar ve terapide çocuğu merkeze alır. Oyun terapisti çocuğu olduğu gibi kabul eder, çocukla sıcak ve empatik bir ilişki geliştirir (Axline, 1969).
Oyun terapisi odasındaki malzemeler özenle problem ya da sorun çeşitlerine göre seçilmiş terapist tarafından her seansta tekrar düzenli olarak yerleştirilir. Oyun terapisindeki odada farklı problem çeşitlerine hizmet eden oyuncaklar bulunmaktadır ve çocuk ilerleyen seanslarda kendini açtıkça ve güven kazandıkça problemli alanlarındaki oyuncakları seçmeye başlayarak terapatik oyun sürecine girer.
Her çocuk oyun terapisinde kendini hemen güvende hissetmeyip açamayabilir ve bu belirli bir zaman alabilir. Çocuğun terapiste güvenmesini beklemek ve bu güven için acele etmemek ya da bunun için seans sayısı koymak hatalıdır çünkü güvenin ve sıcak bir ilişkinin kurulması her çocuk için farklı işleyen bir süreçtir (Axline, 1969).
Oyun Terapisi 2.5 yaşından 13 yaşına kadar uygulanabilir ve terapi her alanda problem yaşayan her türlü çocuğa fayda sağlar. Oyun terapisi sadece 13 yaşına kadar değil aslında ergenlikte ve hatta belirli alanlarda yetişkinlere de uygulanabilmektedir. Terapinin uygulanışı ve teknikleri terapistin belirlemesiyle yapılır.
Oyun terapisi çocuğun durumuna göre değişen zamanlarda uygulansa da genelde 30 ile 50 dakika arasında sürmektedir. Terapi her çocuk için farklı işler ve bir çocuğun oyun terapisinden yarar sağlayabilmesi için her hafta ya da iki haftada bir gelmesi tercih edilir. Toplam uygulama süresi ise çocuğun sorununa göre ve çocuğun terapiye uyumuna ya da direncine göre değişmektedir.
Oyun terapisi oldukça özel ve spesifikleşmiş bir alandır. Terapistin psikoloji mezunu olup oyun terapisi konusunda klinik çalışma yetkisi olan, süpervizyon almış ve yine oyun alanında master ya da doktora yapmış olması gerekir. Aynı zamanda, gerekli ve oyun terapistleri derneği tarafından onaylanan eğitimlere veya sertifikasyon kurslarına katılan, gerekli süpervizyon eğitimleri alan kişilerde oyun terapisi uygulaması yapabilirler (Association of Play Therapy ya da The British Association of Therapeutic Playwork gibi dernekler tarafından onaylanan).